Ticaret Hukukunu Nasıl Yapmalı?

Ticaret hukukunu nasıl yapmalı? – Erhan Güneş

Seven seviyor ama yüz kişide üç beş kişi. Genellikle sevimsiz bulunan bu dersin hakimlik sınavında çıkan 6 sorusunu yanlışsız yapan kişi parmakla sayılır. “Sevimsizliği” ve “zorluğu” kapışır. Hiç ticaret çalışmadan sınava girenler, bir iki tane yapsa zafer sayanlar. Sorun nerede?

Neden önemli?

Ticaret hukuku, hakimlik sınavına girenlerin ya çalışmadığı ya da çalışsa bile bir veya daha fazla yanlış yapma ihtimalinin yüksek olduğu derslerden birisi. Bu sebeple standart sapması yüksek bir ders ve haliyle yüksek doğru sayısı çıkarmak sıralama açısından çok büyük avantajdır. Derece hedefi olanlar içinse zaten olmazsa olmazdır.

“Nerede yanlış yapıyorum?”

Aşağıda sayılan hatalardan bir veya birkaçını yapıyor olabilirsin.

  1. Ezber bir ders olduğu fikriyle erkenden çalışırsam unuturum diyerek bu derse çalışmayı sınava yakın bir tarihe bırakmak. Sevgili arkadaşlar diğer hukuk dersleri ne kadar ezberse bu ders de o kadar ezber, daha fazlası değil. Her şeyden önce ezberlenecek değil, öğrenilecek bir dersle karşı karşıya olduğunuzu anlamalısınız. Acentenin ücret hakkından AŞ’nin genel kurulunun toplanmasına ve bononun geçerlilik şartlarına kadar bunlar ezberlenecek değil, öğrenilecek bilgilerdir. Üstelik sadece sınav açısından değil, avukatlık yaparken uygulamada da mutlaka bilinmesi gereken yüzlerce husus vardır. Yani bu dersin çalışmasını sona bırakmak büyük hatadır. Bir kere hacmi fazla bir ders olduğundan yetiştiremezsiniz. İkincisi dar vakitte öğrenmeniz oldukça zor olur. Üçüncüsü yüzeysel olarak ezberlediğiniz bilgiler sınavda büyük oranda işe yaramaz. Asıl çalışmayı sona bırakmadan halledip son zamanları tekrarlarla geçirmelisiniz.
  1. Belirli şablonlarla, hap bilgilerle, yüzeysel tablo notlarla çalışmak. Büyük hatalardan ikincisi budur. Dersin kapsamının genişliği ve “ağırlığı” büyük bir caydırıcı etken. Bu nedenle özet notlara, hap bilgilere, yüzeysel tablo notlara ilgi artmakta. Oysa ki bu tarz bilgilerle bu dersten bir iki soru ancak şans eseri yapılabilir. Piyasadaki hocaların hazırladıkları özet notlar, açıklama kısımları zayıf şemalar, sosyal medya postları, kısa videolar konuyu bütünlüklü görmenizi engellediği gibi bildiğinizi de unutturacak derecede yanlışlıklar içerebilmektedir. Bunun tersi olarak geniş akademik kaynaklar ise haddinden fazla içerik yüklediği için ve sınavda anlam ifade etmeyen doktrinsel tartışmalara kaçtığı için hem zaman israfına neden olmakta hem de “önemli olan kısmın” hangisi olduğunun belirlenmesinde kafa karışıklığı yaratmaktadır. (İmtiyaz hakimlik ticaret hukuku ders notunu hazırlarken soru tarzlarını ve mevzuatı da dikkate alarak aşırı detaylara gömülmeden, yüzeyselliğe de kaçamadan bir orta yol bulmaya gayret ettiğimi okuyanlar anlayacaktır.)
  1. Derse duygusal yaklaşmak. Bazı dersleri severiz bazı dersleri sevmeyiz. Tabi tercih meselesi. Çoğu hukukçu örneğin ceza hukukunu sever ama ticaret hukuku genellikle sevimsiz gelir. Üniversitedeki hocanız da “sevdirmeyi başaramamışsa” fena. Bu sebeple kurs desteği alan öğrencilerde ticaret hocası da biraz halliceyse bir iki bilgi kırıntısının öğrenilmesi bile öğrenciyi mutlu edebilmekte. Oysa ki sevme-sevmeme denkleminden çıkartıp derse “profesyonel” yaklaşım şart. Ticari işletmenin devrinin sonuçlarını, limited şirketin ortaklarının haklarını, bir çekin cirosunun özelliklerini bilmeyen bir avukat, hakim, savcı olabilir mi? Öğrenmek, bilmek başka şeydir sevmek-sevmemek başka şeydir.
  1. Özetçilik, ezbercilik, şablonculuk. Bu dersin soyut kaldığını, somutlaştırılamadığını sıkça duyarız. Oysa ki uygulamada eline bono-çek ile ilgili uyuşmazlık gelmeyen bir kişi var mı? Bir uyuşmazlık söyleyin ki taraflarından birisi limited şirket olmasın veya bunun ortaklarından birisinin sorunları olmasın. İşte burada henüz pratik tecrübesi de yeni olan arkadaşlarımızın umutlarını, kurs desteği almıyorsa özet notlara, kurs desteği alıyorsa hocasına bağladığını görürüz. Hocanın donanımı, hukuki formasyonu, aktarım becerisi burada devreye girer. Somut örneklerle desteklenmeden soyut ezberci ve “farkında bile olmadan” yapılan “yanlış” anlatımların, “şunu bil yeter” denilerek aşırı özet bilgiyle öğrenciyi sınırlamanın acısı sınavda öğrenciden çıkar. Bir dersin 40-45 ders saatinde bitmesi öğrenciyi mutlu ediyor olabilir, bir dersi bitirmiş olmanın “tamamlanmış olması” hissi. Bir özet tablo not görsel hafızaya atılınca “ticaret halloldu” hissi. Oysa ki bu dersin kısa ders saatlerinde anlatılması da öğrenilmesi de imkansızdır. En az 65-70 ders saati gereken bir derstir. Özet notların sıkıntısı ise örneğin çekin unsurlarını madde madde sayabilir ama hakimlik sınavında genellikle o unsurlardan birisinin detaylı içeriği yoklanır ki o da elinizdeki notta genellikle yazmaz. AŞ’nin temel bilgileri olur ama azınlığın veya denetçinin detaylı bilgileri olmaz.
  1. Offline izlemek, video biriktirmek, hızlandırarak izlemek. Tüketim ve hızlı yaşama çağındayız. “Acelemiz var”, yavaşlığa tahammülümüz yok. Bir müzik parçasını bile ilk 5 saniyesi sarmadıysa dinlemiyoruz. Online derse aktif katılmak, dersi sonuna kadar götürmek çoğu öğrenciye zulüm geliyor. Nasılsa kayıttan izlerim, hem hızlandırırım “zamandan kazanırım” diyenlerin kaçta kaçı gerçekten verim alıyor acaba? Biriken videolar ne zaman izlenecek, izlenecek mi? Oysa ki canlı derse aktif katılım, hocayla diyalog, dersi derste öğrenmek hala öğrenmenin ve verimin anahtarıdır. Derste öğrenilen bir konunun, düzenli aralıklarla tekrar edilmesi, soru çözümlerinin yeterli düzeyde yapılması, sınava kadar aralıklarla bilgilerin taze tutulması için okuma ve soru çözümlerinin sürdürülmesi şarttır.

 

  1. Gündelikte işine yaramayacağı fikri. Ticaret hukuku sadece soru çözümü için lazım bilgilerin kafaya depolanmasıyla yapılabilecek bir ders değil. Gündelik hayatta işine yarayacağını bilince çıkartarak öğrenmelisin ki sorusunu da rahatlıkla yapasın. Sadece soru çözebileyim odaklı çalışmalar ezberi, ezber de başarısızlığı getirir zira muhakeme, yorum yeteneği geride kalır. ÖSYM soruları sadece bilgi ölçmüyor, sadece ezberlik hap cevap sormuyor; muhakeme istiyor, başka derslerle bağlantı kurmanızı istiyor. Olay örgülerinin çözülmesini istiyor, tuzaklar kuruyor. Bunlarla ezberle değil, öğrenerek başa çıkabilirsiniz.